13 Haziran 2012 Çarşamba
Ne olman gerektiğini sana söyleyenleri asla dinleme...
1. Ne olman gerektiğini sana söyleyenleri asla dinleme.
HEP KENDİ İÇ SESİNİ DİNLE. Sen nasıl olmak istiyorsun?
Yoksa hayatın harcanır gider..
2. Eğer ilk adımı attıysan ancak 2.si mümkün olur.
ASLA MASKE TAKMA. Öfkeliysen öfkeli ol.
Bu risklidir; ama gülümseme, çünkü bu dürüst olmaz.
Tüm mekanizman ters yüz olmuş.
Çünkü kızmak istediğinde kızmadın, nefret etmek istediğinde etmedin.
Şimdi sevmek istiyorsun; aniden mekanizmanın çalışmadığını farkediyorsun.
Öfkesini bastıran insanlar hep çok yerler, öfkeli insanlar daha fazla sigara içerler.
Çünkü öfke tırnak ve dişlerden boşaltılır.
3. SAHİCİ OL.Şimdiki zamana sadık kal.
Çünkü tüm yalanlar geçmişten ya da gelecekten içeri sızar.
Geçmişi bir yük gibi üzerinde taşıma, gereksiz yere de gelecekle uğraşma.
OSHO
8 Haziran 2012 Cuma
Acıları Kabul Edelim..
Karşılaştığınız sıkıntıları, yolunuz aydınlatan ilahi bir yardım
olarak kabul ediniz.
Bütün tabiat, deneyimini gerçekleştirmesi için insana yardım
etmektedir.
Buğday tanesini una çevirmek için, taneyi değirmen taşlarının arasına
koyarlar.
Sofraya ekmeğin gelmesi için hamur haline gelen un, kızgın fırından
geçer.
Binanın ayakta durması için, tuğlalar kendilerini feda ederler.
Güzellik ve estetik sunabilmek için, ham olan taş yontulmaya izin
verir.
Gelişmeye yardımcı olmak için metaller yüksek fırına girip erimeye
razı olurlar.
Karşı karşıya kaldığın zorluklar için lanet okuma.
Hayat okulunda acıdan korkma, hayatın gerçeklerini sükunetle kabul et.
Görüntüye aldanma. Hayatın zorlukları karşısında, bencilliğini unutarak ruhundan gelen gücünü kullan.
BAŞARACAKSIN.
F.C. Xavier
KUTSAL BİR HİNDU HİKAYESİ
Yaşamın Sırrı
KUTSAL bir Hindu metninde anlamlı bir hikaye anlatılır. Olaylar
sonsuz bir çölde başlar. Tanrı ile Narada adlı bilge yan yana
yürürlerken gözleri engin boşluğa dalar. Bir süre sonra Narada
Tanrı’ya dönüp sorar: ‘Ey yüce Tanrım, bu dünyanın ve orada yaşayan
bütün yaratılmışların hayatının görünümlerinin ardındaki sır nedir?’
Tanrı gülümser ve susar.
Yola devam ederler. ‘Evladım,’ der bir süre sonra Tanrı ve ufka
bakar, ‘Güneşin sıcağı beni susattı. Bu yoldan biraz daha gidersen
bir ırmak bulacaksın. Irmağı takip et, bir kasabaya geleceksin.
Oradaki evlerden birine git ve bana bir bardak soğuk su getir.’
‘Hemen,’ der Narada ve yola koyulur.
Bomboş arazide dakikalarca yürüdükten sonra gerçekten bir ırmağa
gelir. Irmağın öte yanında bir yerleşim alanı vardır. Narada derli
toplu görünen bir çiftlik evine yaklaşır ve eski tahta kapıyı çalar.
Kapı genç, güzel bir kız tarafından açılır. Gözleri ışıklar saçmakta
ve Narada’nın gördüğü diğer kadınların gözlerine hiç
benzememektedir. Kızın gözleri ona Yüce Tanrı’sının gözlerini
hatırlatır. Narada bu gözlerin içine baktığı anda Tanrı’nın
talimatını ve oraya geliş amacını unutur.
Kız onu içeri davet eder ve ikramda bulunmak ister. İçeride, kızın
annesiyle babası bu bilge kişinin gelişini bekliyor gibidirler.
Narada için en nadide yiyecekler hazırlanmıştır. Hiç kimse oraya
neden geldiğini ve ne istediğini sormaz. Uzun yıllar önce
aralarından ayrılıp uzaklara gitmiş eski bir dost, sanki şimdi geri
dönmüş gibidir.
Narada bu dost canlısı ailenin evinde birkaç gün kalır. Kendisine
gösterilen konukseverlikten çok memnundur ve genç kızın güzelliğine
gizli bir hayranlık beslemektedir. Bir hafta böylece geçip gider,
ardından iki hafta daha geçer. Narada çiftlikteki günlük işlere
katılmaya başlar ve kısa bir zaman sonra aile, orada sürekli bir
misafir olarak kalmasını ister. Narada bunu sevinçle kabul eder ve
bir zaman daha geçer. Nihayet, rüya gibi geçen günlerin sonunda
Narada evin kızı ile evlenme arzusunu dile getirir. Baba çok
memnundur. Dediğine göre herkes bunu ümit etmiştir.
Narada ile genç kız mutluluk içinde evlenerek aynı eve yerleşirler.
Çok geçmeden bir erkek çocukları dünyaya gelir, ardından bir erkek
çocuk daha doğar ve sonunda bir de kızları olur. Narada kasabada
küçük bir dükkan açar ve kısa sürede işini büyütür. Eşinin annesi ve
babası öldüğünde ailenin reisi artık o olmuştur. Zaman akar gider,
kasaba halkı mali işlerde Narada’nın rehberliğine güven duymakta,
hatta giderek kendisinden kişisel tavsiyeler de istemektedirler. Çok
geçmeden belediye meclisinde yüksek bir göreve getirilir. Hayatı,
kaçınılmaz olarak, bir kasabada yaşamanın verdiği doğal sevinçler ve
üzüntülerle doludur. Böylece hayat anlamlı ve başarılı bir şekilde
yıllarca sürüp gider.
Derken muson yağmurları mevsiminde bir sabah gökyüzü kararır ve
görülmemiş şiddette bir fırtına ile yağmur yağmaya başlar. Çok
geçmeden ırmak taşar ve sular öyle yükselir ki, sel baskını
tehlikesi doğar. Evler olduğu gibi sulara kapılıp gitmektedir.
Akşama doğru fırtınanın dinmeyeceği ve kasabayı kurtarmanın bir yolu
olmadığı anlaşılmıştır. Narada, kasaba halkını uyardıktan sonra
ailesini toplayarak gecenin karanlığında yollara düşer. Kendilerine
daha yükseklerde güvenli bir yer bulmayı ümit etmektedir. Eşi ve iki
oğlu kasırga şiddetiyle kükreyen rüzgara karşı direnirken ona
sımsıkı sarılmışlardır. Küçük kızını da göğsüne bastırmıştır.
Rüzgar korkunç bir şekilde esmekte ve sel suları git gide
yükselmektedir. Narada karşılarına bir duvar gibi dikilen yağmurda
ilerlemeye çalışırken birden ayağı takılır. Azgın tabiat kuvvetleri
oğullarından birini babasının kollarından koparıp alır. Onu
yakalayacağım derken diğer oğlunu da elinden kaçırır. Hemen ardından
şiddetli bir rüzgar küçük kızını bağrından çekip alır ve sonunda
sevgili karısı da sel sularına kapılarak uğuldayan karanlığa
karışır.
NARADA çaresizlik içinde feryat eder ve ellerini göğe açıp, acıyla
kıvranır. Ancak feryatları o korkunç gecenin derinliklerinden doğan
dev gibi bir dalganın içinde duyulmaz olur. Dengesini kaybetmiş ve
bayılmıştır. Bedeni azgın sularla oradan oraya ��arparak ırmakla
birlikte sürüklenir.
Saatler geçer, hatta belki de günler. Narada acılar içinde yavaş
yavaş kendine gelir, neredeyse çıplak ve yarı ölü bir vaziyette
ırmağın çok daha aşağılarında bir kumsala sürüklenmiş olduğunu fark
eder. Şimdi gün aydınlanmış, fırtına dinmiştir. Ancak ortalıkta
ailesinden en ufak bir iz olmadığı gibi, başka bir canlı da
görünmemektedir.
Narada kumların üstüne yüz üstü düşüp dakikalarca kımıldamadan
yatar. Her yanı ağrımaktadır, tek başına kalmıştır, üzüntü ve terk
edilmişlik duygusundan deliye dönmüştür. Irmakta önünden enkaz
yığınları sürüklenmekte, havada ölümün kokusu duyulmaktadır. Artık
her şeyi elinden alınmış, hiçbir şeyi kalmamıştır. Sevdiği ve değer
verdiği ne varsa suların girdaplarında yitip gitmiştir. Ağlamaktan
başka yapacak bir şey yok gibidir.
Derken, Narada aniden bir ses duyar: ådeta damarlarındaki kanı
donduran bu ses, ‘Evladım, senden istediğim bir bardak soğuk su
nerede?’
Narada döner ve hemen yanı başında duran Tanrı’yı görür. Irmak
kaybolmuştur ve onlar yine sonsuz bir çölde yalnızdırlar. Tanrı bir
daha sorar: ‘Suyum nerede? Tam beş dakikadır bekliyorum burada.’
Bilge, Tanrı’sının ayaklarına kapanır ve kendisini affetmesi için
yalvarır. ‘Ah, unuttum!’ diye durup durup feryat eder. ‘Yüce Tanrım,
unuttum! Beni bağışla!’ Tanrı gülümser ve şöyle der: ‘Peki Narada,
dünyanın ve üzerinde yaşayan bütün yaratılmışların görünümlerinin
ardındaki sırrı şimdi anlıyor musun?
Uyanışın 12 Belirtisi
1) Bedensel ağrı ve sızılar.
Özellikle sırt, bel ve boyun belgesinde. Bu ağrılara yoğun bir DNA
değişimi
neden oluyor. Bu ağrılar geçicidir.
2) Nedensiz derin bir üzüntü
Geçmişini geride bırakıyorsun, sadece geçmişini değil, bütün yeniden
doğuşun yol açtığı karmaları. Tıpkı eski evden yeni bir eve
taşınırken
geride bıraktıkların için üzüldüğün gibi, geçmiş yaşamlarla da
vedalaşmak
üzüntüye yol açıyor. Bu üzüntü geçicidir
3) Nedensiz göz yaşlarına boğulmak
Bu da tıpkı iki numarada belirtildiği gibi ortaya çıkıyor. Ağlamak
iyi
gelir ve sağlığa da yararlıdır. Ayrıca eski enerjiler bu yolla dışarı
atılıyor. Bu da geçici bir durumdur.
4) Mesleki hayatta ani bir değişim
Bu cok yaygın bir durum. Sen değiştiğin zaman çevren de değişiyor.
Kendine
nasıl uygun bir iş bulacaksın diye dert etme. Çünkü bu da geçici bir
durum.
Şu anda geçiş dönemini deneyimliyorsun. Hayal ettiğin işi bulana
kadar
farklı farklı iş kollarında kendini çalışıyor bulursan şaşırma.
5) Aile ve akrabalardan uzaklaşma
Karmaların dolayısıyla ailenle aranda bağ vardı. Ancak bu karmalar
çözülürken aile ve akraba ilişkilerinin de çözülmesi çok normal.
Kendini
aile ve arkadaşlarından uzaklaşıyor gibi hissedebilirsin. Bu da
geçici.
Korkma. Yakın bir zamanda sözkonusu kişilerle farklı bir düzeyde yeni
bağlar kurabilirsin. Ancak bu kez sözkonusu ilişkilerin eski
karmalardan
arınmış ve yeni enerjiye demirlemiş olacak.
6) Uyku düzeninde bozulma
Tahminen geceleri 02.00 ile 04.00 arasında uyanıyorsun. Kafanda
binbir konu
seni meşgul ediyor. Bazan da sadece nefes almak için uyanıyorsun.
Endişe
etme. Eğer tekrar uyuyamıyorsan kalk ve hoşuna giden şeylerle meşgul
ol.
Bu durum da geçici.
7) Kabus görme
Savaşlar, katliamın yanı sıra korkunç varlıklar tarafından takip
edildiğini
rüyalarında görüyorsan korkma. Çünkü kelimenin tam anlamıyla eski
enerjiyi
üzerinden atıyorsun. Savaş, katliam, takip edilme ve korkunç
yaratıklar tam
da bunun sembolüdür. Korkma, bu durum da gecici.
8) Yönsüzlük duygusu
Bazan kendini yeterince bu dünyaya ait değilmişsin gibi
hissedebilirsin. Ya
da kelimenin gerçek anlamıyla yeterince ayaklarının yere basmadığı,
iki
alem arasında kıstırılıp kaldığın hissine kapılabilirsin. Bu
gerçekten de
mekan anlamında öyledir. Bu da geçici bir durumdur. Bilincin yeni
enerjideki geçişi deneyimlerken, bedenin dünyada asılı kalır.
Yeterince
odaklanmak için ormanda yürüyüşler ya da doğada zaman geçirilmesi
önerilir.
9) Kendi kendine sohbetler
Son zamanlara kendini kendinle sohbet ederken yakaladığın anların
çoğaldığını farkedersin. Hatta birden bire son yarım saattir kendinle
sohbet ettiğini hatırlarsın. "İç"inde yeni bir iletişim düzeyiyle
karşı
karşıyasın. Bu kendinle sohbetler aysbergin görünen tarafıdır. Bu
sohbetler
gittikçe derinleşecek ve akıcı hale gelecek. Birden farkındalıkların
arttığını göreceksin. Olaylar arasındaki bağlantıları aniden
keşfedeceksin.
Merak etme çıldırmıyorsun, sen yeni enerjideki Shaumbra yolundasın.
10) Yalnızlık hissi-Hatta insanlarla birlikteyken bile
Kendini yalnız ve insanlardan "ayrı" bırakılmış hissediyor
olabilirsin.
Ancak kalabalıklara girmeyi de istemiyor olabilirsin. Shaumbra olarak
kutsal ve yalnız bir yoldasın. Yalnızlıktan ne kadar bunalsan da,
insanlarla birarada olmak da içinden gelmiyor olabilir. Ayrıca
yalnızlık
duygusu, enkarnasyonların boyunca yanında bulunan ruhsal rehberinin
daha
fazla esneyerek gelişmen için sana yer açmak istemesi ve senden
ayrılmasından da kaynaklanır.
Bu da geçici. İçindeki boşluk, sevgi ve ışıkla yeniden dolacak.
11) Coşku ve tutkunun yitirilmesi
Her şeye karşı kayıtsız olduğun bir dönemde bulunuyor olabilirsin.
Endişelenme, her şey yolunda. "Hiçbir şey yapmak istememe"nin tadını
çıkar.
Çünkü bu da gecici. Bu tıpkı bilgisayarın yeniden yüklenmesine
benzer.
Bilgisayarı yeniden daha karmaşık bir programla yüklemek için önce
kapamak,
ardından açmak gerekir.
12) Özlem duygusu
Bu belki de seni zorlayan en güçlü meydan okumalardan biridir.
İçinde ta
derinlerde bu gezegeni terketmeyi ve yuvaya dönmeyi isteyen bir
duyguyu
zaptetmek bazan güçleşir. Bunun intihar eğilimi ile ya da öfke ve
kızgınlıkla da bir alakası yok. Bu sadece sessizce yuvaya dönmek
isteyen
bir tarafındır.
Sen karmik devrini tamamladın. Bu hayat icin imzaladığın sözleşmenin
işi
bitti. Ek bir hayat için hazırsın. Bu geçiş döneminde diğer
tarafın nasıl bir his verdiğini hatırlıyorsun. Burada, dünya
üzerinde yeni
bir göreve hazır mısın? Yeni enerjiye kök salmak için karşılaşacağın
meydan okumalara hazır mısın?
Evet! Tabii ki hazırsın. İstersen hemen şimdi yuvaya gidebilirsin
değil mi?
Ancak bu kadar enkarnasyondan geçtikten sonra, bu kadar yol
katettikten
sonra, sonunu görmeden filmi yarıda bırakmanın doğru olmayacağını
sen de
biliyorsun. Ayrıca Ruh'un sana burada ihtiyacı var. Diğerlerinin de
bu
geçiş döneminden yeni enerjiye atlaması için sana ihtiyaçları var.
Diğerlerinin de eski enerjiden yeni enerjiye atlamayı göze almış bir
"insan"a ihtiyacı var.
Üzerinde şimdi bulunduğun yol sana Tanrı insan olma yolunda gereken
bütün
tecrübeleri ve hediyeleri sunuyor.
Bu yolculukta bazan karanlığa gömülsen ve yalnız olduğunu hissetsen
de
sakın unutma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)